
Starbucks’ta Zam Sonrası Kahve İçmek Lüks Değil, Ekonomik Tercih
Starbucks’ın yeni fiyat listesiyle birlikte Türkiye’de kahve içmek artık sadece bir içecek deneyimi değil, adeta bir sınıf atlama ritüeli. 110 TL’lik filtre kahveyle birlikte, “Kahve alır mıyız?” cümlesi artık bir flört girişimi değil, ticari anlaşma olarak değerlendiriliyor.
Kahve Değil, Finansal Risk: Yeni Müşteri Profili
110 TL’lik fiyat etiketi sonrası, Starbucks’ın müşteri kitlesi dramatik şekilde değişti:
- Öğrenciler dışarıdan karton bardakla poz veriyor.
- Freelancer’lar kahve almadan Wi-Fi’a bağlanıp dua ediyor.
- CEO’lar hâlâ venti boy flat white içiyor çünkü şirket ödüyor.
Yeni profil net: Ya girişimcisin, ya zengin sevgilin var, ya da IQ düşük ama kredi limiti yüksek.
Baristalar Artık Ekonomik Danışman
Sipariş vermeye gittiğinizde barista artık şunu soruyor:
“Nakit mi kart mı? Yoksa senet yapalım?”
Bazı şubelerde baristalar artık “limitine göre öneririm” diyerek kahve satıyor. Flat white isteyen bir müşteri, kredi notu düşük çıkınca espressoya düşürülüyor.
CEO’dan Açıklama: “Zamlardan Şikayet Edenler Kahve Kültüründen Anlamıyor”
Starbucks Global CEO’su yaptığı açıklamada,
“Türkiye bizim için önemli bir pazar. Ekonomik dramı kahveyle buluşturduk.”
dedi. Ayrıca 110 TL’lik filtre kahvenin “uygun fiyatlı” olduğunu iddia eden şirket sözcüsü, ABD’de 3 dolara satılan kahvenin Türkiye’de 110 TL olmasını “enflasyon değil, vizyon farkı” olarak açıkladı.
Taksitli Kahve Dönemi Başladı
Bazı şubelerde müşterilere kahve şu şekilde sunuluyor:
- İlk yudum: Anında teslim
- İkinci yudum: 30 gün vadeli
- Son yudum: İcra memuru eşliğinde
Ayrıca “kahveni şimdi iç, 3 ay sonra öde” kampanyalarıyla, Starbucks artık bir finansal kuruluş gibi çalışıyor. Yakında Findeks puanıyla kahve alınabilir hale gelirse kimse şaşırmayacak.

Türkiye’deki Zam Savunucuları: “Avrupa’da Daha Pahalı”
Her zam haberinde olduğu gibi bu konuda da “Ama Almanya’da 3 euro” argümanı devreye girdi. 110 TL’ye dayanan fiyatlara rağmen bazı vatandaşlar hâlâ Starbucks’ı savunuyor. Kendilerine soruyoruz:
“Bu zamları savunacak kadar Starbucks içtiyseniz, IQ’nuz değil ama limitiniz iyiymiş.”