Turkcell’den Teknik Aksaklık Hediyesi: Kalite Düşse de Dakika Artıyor

Turkcell, yaşanan teknik aksaklığın ardından abonelerine 500 dakika, 2 GB ve 500 SMS hediye etti. Türkiye’de iletişimde rekabetin olmaması kaliteyi neden düşürüyor?

Turkcell kullanıcıları, dün akşam saatlerinden itibaren arama yapamadıklarını ve “paketiniz bitti” uyarısıyla karşılaştıklarını sosyal medyada duyurdu. Şirketten gelen açıklamada “teknik bir aksaklık” nedeniyle bazı bölgelerde hizmet verilemediği, sorun giderildikten sonra da herkese 500 dakika, 2 GB internet ve 500 SMS tanımlandığı belirtildi. Yani bağlantı koptu, telafisi kontörle geldi.

“Rakip Yoksa, Sinyal de Zayıf Oluyor”

Türkiye’de iletişim alanında büyük şirketlerin neredeyse rakipsiz konumda olması, zamanla “biz ne verirsek o” anlayışını beraberinde getiriyor. Vatandaş, parasını verdiği hizmeti tam alamıyor; ama sorun çıktığında, çözüm yerine promosyonla susturuluyor. Ayrıca işin ilginç yanı, bu strateji işe de yarıyor.
500 dakika gelince, herkes birden sessizleşiyor.


Aynı Sorun, Farklı Paket

Son yıllarda internet ve mobil hizmetlerde kalite yerine kampanya konuşuluyor. Bağlantı hızları düşüyor, altyapı yetersiz kalıyor, şebeke zaman zaman gidiyor. Fakat firma açıklamaları hep benzer:

“Yaşanan sıkıntı için özür dileriz. Hediye tanımlandı.”

Kullanıcılar da artık ne zaman özür mesajı gelse, otomatik olarak hediye bekliyor. Çünkü sistem, kesintileri telafi edilecek değil, “pazarlanacak” bir fırsata çeviriyor.

Turkcell

📱 Kullanıcılar Ne Diyor?

Şebeke gittiğinde sorun değil, hediye gelmezse panik başlıyor.”
— @sinyalsizkral

“Türkiye’de bazen sinyal gelir, bazen vicdan. Hangisi daha zor derseniz, cevabım SMS olur.”
— @paketbitti


🧠 Acihaber Yorumu:

Bu ülkede bazı sektörlerde alternatifsizlik, hizmeti kalite değil kader meselesine çeviriyor.
Rekabet olmayınca kalite düşüyor, ama fiyatlar artıyor. Ve sistem hep aynı: Bağlantı kopar, fatura gelir. Sinyal gider, kontör hediye edilir. İletişim çöker, ama paket asla bitmez.

Cem Arslan

Ben Cem Arslan. 30 yaşındayım ve 5 yılı aşkın süredir medya sektörünün nabzını tutan bir editörüm. Haberin peşinden koşmak, gündemin kalbine inmek ve okura en doğru bilgiyi sunmak benim için sadece bir meslek değil, bir tutku. Bu yolculuk boyunca farklı dijital platformlarda genel yayın yönetmeni ve şef editör pozisyonlarında görev aldım. İçerik stratejisinden ekip yönetimine, kriz anlarında doğru editoryal kararlar almaktan özel dosyalar hazırlamaya kadar birçok alanda aktif rol oynadım. Dinamik, yenilikçi ve etik ilkelere bağlı kalmayı ön planda tutarak içerik üretmeye devam ediyorum. Güncel gelişmeleri yakından takip eden, derinlemesine analizler yapabilen ve okuyucusuna değer katan bir editör olarak dijital medyanın evriminde aktif bir şekilde yer almayı sürdürüyorum.

Related Posts

Gözaltı Dalgası: “Malum Kişiye” Ters Bakanı Alıyorlar, Yutkunmayanı Tıkıyorlar!

Türkiye’nin Yeni Moda Akımı ”Gözaltı”: “Susturulmadan Duramamak” Türkiye son yıllarda bir “kim malum kişiye yan bakarsa hooop gözaltı” furyasına kapılmış durumda. Gazetecisinden belediye başkanına, muhalefet liderinden sokaktaki kedisine kadar; malum…

Dış Güçlerin Doğal Gaz Operasyonu: Soğuk Duş Darbesi!

Kombi Açan Yandı, Açamayan Daha Fena Yandı Gençlerin “Uzun Banyoda Meditasyon” Hayalleri Buza Döndü Zamlı Tarifeyle Ergen Ruh Sağlığı Tehlikede Türkiye, henüz yazın tadını alamadan doğal gaz tarifesine bindirilen yüzde…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir